“Aristoteles bugün İK Yöneticisi olsaydı…”
- MESUT TÜRKER
- 1 gün önce
- 1 dakikada okunur

Önce hangisini sorgulardı; Yetkinlik mi, deneyim mi? Hayır… Önce erdem.
İletişim alanında ve özellikle son zamanlarda İnsan Kaynakları Yönetimi ile edindiğim tüm tecrübeler bana şunu öğretti:
Bir çalışanı hangi görevde konumlandırırsanız konumlandırın, hangi eğitimle desteklerseniz destekleyin, işin sonunda başarıyı belirleyen şey karakterdir. Ahlaktır. Erdemdir.
Aristoteles, erdemi “alışkanlık haline gelmiş iyi davranış” olarak tanımlar.
Ona göre erdem, ne doğuştan gelir ne de tesadüfen edinilir; ancak tekrar ve tercihle kazanılır.
Tıpkı iş hayatında olduğu gibi…
Bir insan dürüstlüğü, sorumluluk duygusunu, sadakati bir seçim olarak değil bir “görev” olarak içselleştirmiyorsa; hiçbir sistem başarı getirmez.
Bu yüzden İK’nın gerçek görevi sadece işe alım süreçlerini yönetmek değil; erdemli insanları bulmak, bu kültürü beslemek ve yaşatmaktır.
Bana göre bugün iş dünyamızda belki en çok ihtiyaç duyduğumuz şey teknik yeterlilik, yetkinlik değil;
“ahlakı ilke edinmiş bir bilinçtir.”
İşini hakkıyla yapan, emanete sahip çıkan, söyledikleriyle yaptıkları bir olan insanlara her zamankinden fazla ihtiyacımız var.
Ve belki de işe, bu gerçeği yüksek sesle söylemekle başlamalıyız.
Comentarios