top of page

Cesaret üzerine;




“Sahip olabileceğiniz en önemli becerilerden biri karar verme yeteneğidir.

 

Neden?

 

Çünkü birçok insan bunu yapamıyor. Bir ileri bir geri gidiyorlar; hazır olmadıklarını düşünüyorlar. Veya bir şeyin yanlış olmasından çok korkuyorlar.

 

Sizi bilmem ama ben hiçbir zaman uzun süre ileri geri gitmenin bir manasını görmedim.

 

Sonuçta harekete geçmek, sonuç almanın yoludur. Harekete geçmek, nasıl öğreneceğiniz ve yön değiştireceğinizdir.

 

Harekete geçmek gerçekten ilerlemenin TEK yoludur.”

 

Çok da önemli olmayan yazdığım bir mailin kısa bir bölümüydü sadece. Yani öyle al paylaş özlü sözü değildi ama kendi kendine öyle oldu.

 

Bu yazıdan yola çıkarsak varacağımız ilk nokta sanırım “Cesaret”

 

Peki hem kişisel hem de iş hayatımızda “Cesaret” neden önemlidir?

 

Çünkü; Konfor alanımız rahattır. Cesaretli olmak adına o güvenli alanı terk etmenin ne anlamı var ki?

 

Kim olursanız olun veya hangi hedefleriniz olursa olsun, günlük hayatınızda cesaret gereklidir; bir aile üyesiyle dürüst bir konuşma yapma cesaretine sahip olmaktan, her zaman öğrenmek istediğiniz yeni bir hobiyi deneyecek kadar cesur olmaya kadar.

 

Bununla birlikte, cesur bir hareket her zaman büyük bir jest anlamına gelmez (hayır, her şey paraşütle atlamayla ilgili değil). Hayatınızda zor ama gerekli şeyleri yapma cesaretine sahip olmak, kişisel ilişkilerinizi de daha anlamlı hale getirebilir.

 

Kişisel tutkularınız ve ilişkileriniz söz konusu olduğunda biraz cesaret bile karşılığını verebilir.

İş hayatında ise Cesaret sizi iddialı ve daha tatmin edici bir kariyer yoluna yönlendirebilir.

 

Örneğin, belki şu anki kurumsal işinizden hoşlanmıyorsunuz ve onun yerine farklı bir kuruluşta çalışmayı hayal ediyorsunuz. İşinizi bırakıp en sevdiğiniz bu kuruluşta yeni bir iş almak isteyebilirsiniz, ancak daha düşük ücretin ve daha az köklü bir kuruluşa dahil olmanın kötü bir kariyer hamlesi olacağından korkuyorsunuz. Bu korkular anlaşılabilir olabilir (ve tabii ki her zaman kendi hedeflerinizi gerçek dünyadaki gerçeklerle dengelemeniz gerekir). Ancak sezgilerinizi dinlemeyerek ve gerçek tutkunuzun peşinden gitmeyerek kendinizi sınırlıyor ve sonuçta sizin için daha tatmin edici bir kariyerden kaçınıyor olabilirsiniz.

 

Cesaret korkusuz olmak değildir. Korkunuzu kabul etme ve sonra onu aşma yeteneğidir. Bazı insanlar korkuyu yenmenin en iyi yolunun onu görmezden gelmek ve yokmuş gibi davranmak olduğuna inanır. Bu cazip gelebilir ama korkularınızla baş etmenin sağlıksız bir yoludur. Korkuyu görmezden gelmek, uzun vadede onu daha korkutucu ve yönetilemez hale getirebilir.

 

Bu nedenle cesaretin ilk adımı korktuğunuzu kabul etmek ve ardından korkunuzun temel nedenini araştırmaktır. Bu durum sizi neden korkutuyor? Örneğin, belki de topluluk önünde konuşma konusunda her zaman sizi felç eden bir korku yaşadınız. Endişenizin gerçek sebebini bulmak için "beş neden" tekniği gibi bir teknik kullanabilirsiniz. "Neden?" diye sormak kadar basit. Ama arka arkaya beş kez. İşte basit bir örnek:

 

"Topluluk önünde konuşmaktan korkuyorum."

 

Neden? "Bu konuda hiçbir zaman olumlu bir deneyimim olmadı."

 

Neden? "Her zaman aşırı gergin ve çekingen olurum."

 

Neden? "Başkalarının önüne çıkmak sinir bozucu."

 

Neden? "Beni sessizce yargılayacaklarından endişeleniyorum."

 

Neden? "Çünkü onlarla paylaşmaya değer hiçbir şeyim olduğunu düşünmüyorum."

 

Gördünüz mü? Başlangıçta korkunuzun büyük bir kalabalığa veya hatta utanç potansiyeline bağlı olduğunu düşünmüş olabilirsiniz, ancak durum bundan daha derine iner: Kalabalığın önünde konuşmaya layık olduğunuza güvenmiyorsunuz. Bu, topluluk önünde konuşma fırsatları için yeterli araştırma ve hazırlıkla ele almaya çalışabileceğiniz temel bir nedendir.

 

Korkuyu ve arkasındaki nedeni adlandırmak, duruma daha objektif bir perspektiften bakmanıza yardımcı olur ve korkunuz üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmanızı sağlar. Daha sonra neyle karşı karşıya olduğunuzu bilmek size bu korkunun sizi hayatınızdan ne kadar alıkoyacağına karar verme yeteneği verir.

 

"Bunu yapamam" veya "Ya bunun aptalca bir fikir olduğunu düşünürlerse?" diye düşündüyseniz. Yalnız değilsiniz. Çoğu zaman olumsuz düşünceler insanları cesur bir adım atmaktan alıkoyar.

 

Negatifliğinize veya içsel stresinize ağırlık vermeyin. Bunun yerine, bu karamsar düşünceleri sorgulayın. İnsanların sana güleceğini nereden biliyorsun? Hangi kanıtın var?

 

Ardından, olumsuz düşüncenize doğrudan ters düşen tüm gerçeklere bakın. Bu, güvendiğiniz diğer insanlardan gelen iltifatlar veya olumlu geri bildirimler kadar basit bir şey olabilir. Hepimiz kendimizin en kötü eleştirmeni olma eğilimindeyiz.

 

Konuyu fazla dağıtmadan başa dönüyorum;

 

En cesur hareket karar verip başlamaktır.

Yıllarca plan yapabilir veya kendimizi olumlu telkinlerle doldurabiliriz, ancak cesaretimizi geliştirmenin en iyi yolu sadece denemek istediğimiz ama yapmaktan korktuğumuz şeyleri yapmaktır.

 

Cesaretli olmak korkmadığımız anlamına gelmez, ancak bu korkunun bizi engellemesine izin vermeyeceğimiz anlamına gelir. Kendimizi oraya koymak ve ulaşmak istediğimiz yere yaklaşmak için her gün küçük adımlar atabiliriz. Sonrası daha kolay; Başarabileceklerimize kendiniz bile şaşıracaksınız.

 

 

Comentarios

Obtuvo 0 de 5 estrellas.
Aún no hay calificaciones

Agrega una calificación
bottom of page