top of page

Sosyal medya ve yüz yüze iletişim


Telefonlarıyla ilgilenen maskeli gençler

Sosyal medya ile birlikte sanırım bazı değerlerimizi unutur olduk. Hesaplarında sadece siyasi tartışmalara odaklanan, ben iyiyim sen kötüsünü işleyen bireyler olduk maalesef. Biraz eskilere gidersek, ne demek istediğimi sanırım daha iyi anlayacağız. İnternetin olmadığı, cebimizde bu teknolojiyi taşımadığımız günleri düşünün biraz. Bakkalda, sokakta, yaptığımız sohbetleri hatırlayın, karşı görüşten  kişilerin birbirlerine yaptığı şakaları, takılmalarını unutmadıkki daha. Futbol sohbetlerinizi, hafta sonları yaşadıklarımızı, pazartesi arkadaşlarımızla paylaşma telaşımızı düşünün. Okula, işe koşa koşa gittiğimiz günleri düşünün. Komşumuzla, sokaktaki satıcıyla, mahalle esnafıyla yaşadığımız diyalogları düşünün. Sadece selam vermekle kalmayıp, kişinin tuttuğu takım veya siyasi görüşü ile ilgili takılmalarımız daha dün gibi aklımızda değil mi?


Şimdi bugünleri düşünün; sosyal medyayı nasıl kullandığımızı, yüz yüze iletişim kuramayacağız, söyleyemeyeceğimiz şeyleri bir çırpıda herkesin gözü önüne nasıl serdiğimizi düşünün. Her gün ne yediğimizi, nereye gittiğimiz, neler yaşadığımızı anında paylaştığımız için artık evde bile gün sonu sohbetleri yapamadığımızı düşünün. Teknolojiyi sosyalleşmek adına değilde aslında asosyal olmak için kullandığımız gerçeğini düşünün.  Birbiri ile konuşamayan, iletişim kuramayan, yeni tanıştığı biriyle sohbet edemeyen bireylere doğru gidiyoruz hızla. Karşımızdakilerin iyi olmadığı algısı, illa bir şeyler gösterme, ve en kötüsüde inandığımız şeylerin doğruluğunu ispatlama çabası ile kullanıyoruz sosyal medyayı.  Yaptığımız bir paylaşım kimi etkiler, aslında ne demek istedik, bu paylaşımdan rahatsızlık duyarlar mı acaba diye düşünmeden yapıyoruz artık paylaşımlarımızı. Evde otururken, çalışırken veya sokakta, yaptığımız tek şey o an içerisinde yaşadıklarımız değil,  insanlara nasıl göstermek istediğimiz daha önemli hale geliyor sanki.  Hastenede yaptığı yer bildiriminin altına gelen yorumlara tek tek cevap verme bahtsızlığından, karşı görüşteki bir arkadaşının yaptığı paylaşıma küfür edenlere. Yaşadığımız bölgede ki olayları sadece sosyal medyadan takip edenlere dönüştük.


Ortak paydalarımız değişti, bir olduğumuzu unuttuk, aynı şehirde yaşadığımızı, aynı havayı soluduğumuzu, aslında birbirimizden farkımız olmadığını unuttuk. En önemlisi de “insan” olduğumuzu unutarak tepkiler vermeye başladık. Acilen toparlanmalı, ahlaki, kültürel ve insani değerlerimizin farkında olmalıyız sanırım. Korkarım ki bu yazıyı bile beğenmeyerek, tepki koyarak, bir şeyler ispatlamaya ve yine kendi doğrularımızla değerlendirmeye çalışacağız.  Sosyal medyada paylaşarak insanların yorum yapmasını bekleyeceğiz, bekleyeceğiz ki saldırlarım, bekleyeceğiz ki haklılığımızı gösterelim. Beklemeyelim artık hiç bir şey, “karşılıksız” diye bir kelimeyi unuttuk. “Bilmiyorum”, “özür dilerim”, “haklısın”, “teşekkür ederim”. En son ne zaman kullandığınız bu kelimleri ? Bu yazının da tek bir reçetesi var aslında gün sonunda; “Günde 3 kez, tok karına, bu kelimeleri kullanın” İster sosyal medyada, isterseniz sözlü. İnanın hayat daha da güzelleşecek.



Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page